Bulanlar Ancak Arayanlardır

Kainatta görünen ve somut olan herşeyin bir enerjiden ,frekanstan oluştuğunu artık biliyoruz. Enerjilerin belli bir frekans taşıyarak dönmesi sonucu madde alemi oluştuğunda, hayatımızdaki insan , eşya,söz ve hatta hayaller bile taşıdıkları frekans neticesinde bizleri etkilemektedir.

        Dahası duygularımız ,düşüncelerimiz,eylemlerimiz,izlediklerimiz,işittiklerimiz,yediklerimiz dahi bu sisteme dahildir.Ve etrafımızda kocaman bir enerji sistemi oluştururlar.Depresif bir adam,tesadüfen frekansı düşük alkole sarılmaz veyahut hayattan bıkmış insanların arabesk müziklerle avunması boşuna değildir.Yani o an için potansiyeli dahilinde bir seçim yapar.Bu sebeple her ne kadar kararlı olduğumuza kendimizi ikna edersek edelim,genel olarak beden ,ruh,düşünce,eylem ve ifade bazında hayatımızı güzelleştirecek olanlara yönelmedikçe rutinde takılabiliriz.Yani alışkanlıklarımız bizi yönetir.Halbuki insan kainata sultan olarak yaratılmış bir varlıktır ve önce kendine hakim olmalıdır.

     Ayrıca bu takılı kaldığımız rutin bir rezonans oluşturur.Yani bir nevi bizle alakalı bir kancadır.Ve bu rezonans insanlarla,mekanlarla,ideolajilerle,saplantılarla,korkularla ilgili olabilir.Bu rezonansların oluşturduğu sarmalın hayatımızda oluşturduğu kaotik etkilerini siz düşünün.

     Peki ne yapabiliriz?

     Namaz ,meditasyon,dua ,güzel kokular,kutsal mekanlar içerdikleri iyi enerjiler sayesinde bizi rahatlatırlar.Yanlış tercihlerimiz veya algılarımız neticesinde takılı kaldığımız düşük frekanslardan nötrleniriz.Fakat içerdeki kalıpları dönüştürmedikçe bu rahatlık hali kısa sürebilir.Sadece bu güzel eylemler orijinal huzur halimizi bize hatırlatır.

      Velhasılkelam hayatın akışı bir sebep ve sonuç zincirinden ibarettir.Faydalı olanı ve bize iyi geleni kalbimiz çok iyi bilir.Fakat kalbin sesi ona kulak verene sırlarını verir.Bu sırlar gizemli de değildir.Sadece bir iç görü sistemidir ve her insanda vardır.Fakat anahtarı herkese verilmese de bulanlar da ancak arayanlardır.