Kadının Kaderidir Edebiyat
Kadının tüm elementlerine ayrılıp damıtıldığı yerdir Edebiyat.Neredeyse tüm taltif ve söylentiler o varlığın etrafında dolaşır.Kimi sevdasından ağıtlar yakar bir kadına ,kimi dumanlı başını göğsüne yaslar.En nihayetinde herkes bir kadından var olmuş , varlığını güvende hissettiği tek mesken , güvenli bir tapınağı kadının kalbinden geçirmiştir..Hoş kırıp geçenler ,üzüp sövenler , ayaklar altına alanlara gelecek olursak , onlar kadın kalbine hiç temas edememiş ve böyle bir varlığa bağlanamamış dolayısıyla annesine ,maddeye dünyaya köklerini salamamışlar insanımsı varlıklardır..Dünyadan nimetleri toplamadan ruhlarına uzanamadan geçip gidecekleri bir yolu ezberdedirler artık.Onlar için ıslah talebinden başka bir seçenek kalmamıştır.
Çünkü Analarımızın içinde varlık topraklanır ve hayata bağlarını kurar.Edebiyat denilen bu yüksek dağda ise bu hayat bağlarını anlatacak pek çok patika yol bulunur.İnsanlık ister istemez bu patikadan bir kadın uğruna geçecektir.Orada bu toprağın insanı nasıl kendine çekip , damarlarından yakaladığının tarifi vardır çünkü.
Binbir hale bürünebilen ,susabilen , esneyebilen ,dönüşebilen ,üretebilen bu kadınlık üssü için edebe bürünerek Edebiyat denilen o şaşalı şölenin bir parçası olmak tam olarak ona layık ve yerinde bir kaderdir.