KALDIRIMDAKİ KADIN
Yağmur yağıyordu.Kaldırımda ince topuklu ayakkabılarıyla yürürken çorabının sırılsıklam olduğunu farketti.Rımeli gözaltına akmasın diye ikide bir ellerini cebinden çıkarmak zorunda kalıyor ,ardından ıslak saçlarını arkaya doğru atıyor ve ellerini soğuktan korumak için tekrar cebine sokuyordu.Aksilik gibi bir şemsiye almayı da akıl etmemişti.Yine bir günü daha kendinden habersiz koşturmakla geçiriyordu.Sabah kalktığında çocukların oraya buraya fırlattığı kıyafetleri bakıcıları gelmeden ortadan kaldırmak istemiş fakat mutfaktaki dağınıklığı görünce önceliği bulaşıklara vermişti.O sırada henüz 7 aylık olan oğlu uyanmış, annesi gideceğini anlayınca hıçkırıklarla ağlamaya başlamıştı.Bakıcısı erken gelmese evden çıkamayacağını sanmıştı.Aksilikler bununla da bitmemiş sorumsuz kocası benzin almayı unutmuş ve dolmuşa binerek işe gitmek zorunda kalmıştı.İşlerini eve götürmemek için işyerinde var gücüyle çalışmak zorunda kalmış ve çok sevdiği kahvesini bile içememişti. Yorgundu ve evde yığınla işler onu bekliyordu.Her yeni güne kendine ve ruhuna biraz daha zaman ayırabilmek ümidiyle kalkıyor fakat her yeni akşam hüsranla başını yastığa koyuyordu.Günlerin böyle böyle akıp gittiğini farkederken 33 yaşına ne ara geldiğini düşündü ve hayıflandı.Tam otuz üç senedir sebebini bilmediği zorunluluklar onu kıskıvrak yakalamış nefes aldırmıyordu.Evine kestirmeden gitmek için ara bir sokağa sapmıştı. Ortalığın henüz kararmak üzere olduğu vakitlerdi. Gözüne ayağında lastik ayakkabılarla sırılsıklam olmak pahasına heyecanla koşturup top oynayan çocuklar ilişti.Tam yüzüne bir gülümseme yayılacaktı ki topuğunun taşa çarpmasıyla yere kapaklandı.’’Ablacım, ablacım uyan ablacım ‘’diyen bir çocuğun sesiyle gözlerini açtığında yağmurun yüzüne doğru olanca süratiyle düşmesi ilk defa hoşuna gitmişti.Derin bir nefes alarak doğruldu.Çocuklar hala etrafından ayrılmıyor, onun iyi olduğundan emin olmak istiyorlardı.Başlarını okşadı her birinin .Ve bir perde öylece kalktı ruhundan.Ayakkabılarını çıkarıp caddede yürümeye başladı.Bu modern zamanın köle ruhlu enerjisine nasıl böyle kapılmıştı.İçinden kahkahalarla gülmek veya hıçkırıklarla ağlamak ya da çığlık atarak bağırmak geliyordu.Sonuncusunu seçti:’’Ey yağmur, seni 33 yıldır ilk defa sevdim’’Yüzüne damlaların çarpmasına,saçlarının dağılmasına ellerinin ıslanmasına izin veriyordu bu kez.Eve vardığında kapıya emekleyerek gelen oğluna olanca kuvvetiyle sarıldı.Evi dağınıklığıyla baş başa bırakarak ,yüzündeki makyaj tabakasını temizledi, oğlunun kokusunu içine çekti.Ve kendine doğru bir yolculuğa çıkmaya karar verdi.